22 Aralık 2018 Cumartesi

Kodlama Haftası İçin Etkileşimli Pano Hazırlamaya Ne Dersiniz?

Kodlama Haftası İçin Etkileşimli Pano Hazırlamaya Ne Dersiniz?
Her yıl tüm dünyada “Kodlama Saati” olarak uygulanan ve bir hafta boyunca devam eden etkinlikler, ülkemizde de birçok okul tarafından kutlanmaktadır. Bu etkinliklerde tüm okulların amacı, öğrencilerinde kodlamaya dair bir farkındalık oluşturmaktır. Bu nedenle birçok etkinlikler, atölyeler ve konuşmalar düzenlenmektedir.
Bu haftada genellikle okullarda bir festival havası olur ve bakılan her yerde kodlamayı anımsatacak öğeleri görmek mümkün hale gelir. Bu detayların en önemlilerinden birisi de kodlama panosu oluşturmaktır.
Şahsen kodlama panolarının bilgi veren içeriklerden oluşmasındansa, daha etkileşimli bir hale getirildiği zaman, öğrencilerde çok daha fazla etki oluşturduğunu düşünmekteyim. Bu yüzden bu yılda başka bir etkileşimli kodlama panosu fikrini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Son yıllarda birçok bağlantısız (unplugged) kodlama etkinliği gündeme geldi. Bunların en eğlencelilerinden biri de binary resim kodlama etkinliğinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu eğlenceli etkinliğin kodlama haftasını da renklendirmesi için, panoya 1 örnek binary resim kod örneği yerleştirdim. Örnekte yer alan görsel, gülen yüz içeriyordu.

Diğer kalan üç örneği ise boş bırakarak buraya her bir satıra denk gelecek şekilde komutlar yazdım. Çalışmayı hayata geçirecekleri alanın alt kısmında ise, resimleri kodlarken ihtiyaç duyacakları renk kartlarını yerleştirdim. Bu kartlarla birde fazla kez çalışabilsin diye tüm çıktıları PVC kaplattırdım ve küçük renkli karelerin arkasına patafixler koydum.
Sonrasındaysa öğrencilerimiz bu etkinliğin keyfini çıkarmaya başladı ve tek tek etkinliğin içine gömülmüş olan görselleri keşfettiler.
İtiraf etmek gerekirse yalnızca öğrencilerimiz değil, öğretmenlerimiz de kendilerini bu gizemli etkinlikten alamadı. Onları da etkinliğin başında yakaladık ve hemen o anı ölümsüzleştirdik. :)

Hem öğrencilerimizin, hem öğretmenlerimizin hem de bizim çok keyif aldığımız bu etkileşimli kodlama panosunu siz de öğrencileriniz için hazırlamak isterseniz, sizlerle dosyaları paylaşabilirim. Bunun için web sitemin iletişim bölümünden bana mesaj atmanız yeterlidir. Bol öğrenmeli bir yıl dilerim. :)

21 Mart 2016 Pazartesi

Mustafa Özhan Kalaç ile Bilişim Gündemi Programı Konuğuydum...


Mustafa Özhan Kalaç ile Bilişim Gündemi Programı

Bilişim dünyasındaki gelişmeleri aktarmak ve yakından takip etmek için Mustafa Özhan Kalaç'ın sunumu ile TRT Kent Radyo İzmir'de gerçekleştirilen "Mustafa Özhan Kalaç ile Bilişim Gündemi" programının 19 Mart 2016 cumartesi günü yapılan yayınının konuğu oldum. Yayında Eğitim Teknolojileri Zirvesi üzerine konuştuk. Ardından Hayata Renk Ver Derneği'nde yaptığımız teknolojik çalışmalara değindik ve Türkiye'deki teknolojik ilerlemelerden bahsettik. Yayını, aşağıda yer alan videodan dinleyebilirsiniz.



20 Ocak 2016 Çarşamba

Makerların Yeni Gözdesi: Tinylab

Maker Hareketi; Türkiye’de ve dünyada herkes tarafından tanınmaya, her geçen gün yeni bir kapı aralayarak daha geniş kitlelere yayılmaya başladı. Özünde; tüketmeyi değil üretmeyi, potansiyelindeki yetenekleri keşfetmeyi ve paylaşmayı barındıran maker ruhu birçok kişi tarafından benimsendi. Tüm dünyada kendine yer edinen maker ruhu, “Ben makerım!” diyen herkese kapısını açtı.

Yaşadığımız bu çağda, isteyerek veya istemeyerek tüketen toplumlara dönüştük. Bunun getirdiği sonuçlardan sonra ise üretmenin değerini daha da iyi anladık. Üretmenin, merak etmekten geldiğini gördük. Tıpkı bir makerın merak duygusunu kullanarak yeni bir şeyler üretmesine tanık olduğumuz gibi. Ne mutlu ki bizlere, kendi ülkemizde de maker ruhunu yaşatan ve dünyaya yeni tasarımlar kazandıran mühendislere sahibiz.

“Üretmekten Korkma!” mottosu ile Türkiye’deki Maker Hareketi’nin en önemli ayaklarından biri olan Robotistan; ekibinde yer alan mühendis kadrosunun tasarımı olan Tinylab’i tanıttı. Maker tabanlı kitleri bir adım ileriye götüren Tinylab, sizleri gereksiz kablolardan ve shieldler arasında boğulmaktan kurtararak zamanımızın en büyük teknolojik trendlerinden olan IoT ve Arduino ile dilediğiniz her yerde rahatlıkla projeler yapmanıza olanaklar sağlıyor. Tinylab sayesinde internet üzerinden veya uzaktan projelerinizi kontrol etmek çok daha kolay bir hale geliyor.

Maker kitleri ile zaman geçirmiş olanlar bilirler. Ufak bir devre yaparken bile kablolarla boğuşmanız gerekmektedir. Bu, birçok kit için de böyledir. Bana kalırsa tüm bunların ayrı bir eğlencesi var ama kim istemez ki daha az kablo ve daha az ekipman ile daha çok şey yapabilmeyi? İşte bu noktada imdadımıza Robotistan’ın yeni ürünü Tinylab yetişiyor. Tinylab’in en önemli özelliklerinden biri de Türk mühendisi Yusuf Gündoğdu tarafından tasarlanması yani tamamıyla yerli malı olması.


Dış tasarımı çok estetik ve şık olan Tinylab, yaklaşık olarak iPad mini boyutlarında, sade bir tasarıma sahip. Arduino tabanlı olarak çalışıyor ve açık kaynaklı geliştirme imkanı sunuyor. Rahatça taşınabildiği için her yerde çalışma imkanı veriyor. Karmaşık bir yapıdan ziyade kullanıcı dostu olarak tasarlanmış. Başlamak için, basitçe kapağını açmak ve USB kablosu ile bilgisayara bağlamak yeterli oluyor.

Biraz teknik olacak ama Tinylab; birçok sensöre ve XBee yapısıyla uyumlu pin yapısına sahip. Böyle bir pin yapısı da tak-çalıştır özelliğini destekliyor. Tinylab içerisinde; bir LCD ekran, microSD okuyucu, yedi parçalı gösterge ekranı, XBee (kablosuz iletişimi gerçekleştirmeyi sağlar), bluetooth, wifi üzerinden seri haberleşme imkanı sağlayan ESP8266 modülü ve kablosuz olarak karşılıklı iki modül arasında iletişim sağlayan nRF24xx modülü, gerçek zamanlı saat, yüksek güçteki bir işi daha küçük bir enerji ile tetiklemeyi sağlayan röle, bir potansiyometre yani ayarlı direnç (ampüle bağlandığında ışığı açıp-kısma işine yaraması örnek gösterilebilir), harici EEPROM, elektronik zil görevi gören bir piezo buzzer, bir rotary enkoder, bir DC motor sürücüsü, bir sıcaklık sensörü, bir foto direnç, birkaç düğme ve tabii ki LED'ler barındırmaktadır.

En önemli teknik özelliklerinden biri de, Tinylab’in harici eklentiler ile birlikte kablosuz özellikler ile donatılabilmesidir. Bu da Tinylab’i sadece yazılımsal olarak değil, aynı zamanda donanımsal olarak da bir açık kaynak haline getiriyor. (Tıklayarak indirebilirsiniz.)

Tinylab arduino tabanlı olsa da; Scratch, Visual Studio, Eclipse, Atmel Studio 7 ve Codebender gibi birçok farklı ve günümüzün en popüler kanallarından da programlanabiliyor. Aynı zamanda Linux, Windows ve Mac OS  işletim sistemleri tarafından da destekleniyor.

Peki Tinylab’i eğitimde nasıl kullanabiliriz? Öncelikle küçük yaş grupları için uygun bir tercih olmayacaktır. Ortaokul ve lise gibi daha büyük seviyelerde, onların düzeylerine göre etkinlikler belirlenerek rahatlıkla kullanılabilir. İçerisinde birçok kitin özelliğini barındırdığı için, ayrıca birçok kanaldan da programlanabildiği için; etkinlik konusunda büyük zenginlik sağlayacaktır. Tinylab ile neler yapabilirim diye düşünüyorsanız aşağıdaki oynatma listesinde bulunan dört adet videoyu izlemenizi öneririm: Tıklayınız.

Şuan Indiegogo üzerinden tanıtımı gerçekleştirilen Tinylab’in proje süreci tamamlandı. Haziran 2016’dan sonra ise seri üretime geçilecek. Ön siparişlerin başladığı bu ürünün proje sürecinin sona ermesi ve Maker Club’ımızdaki öğrencilerim ile birlikte denemek için şimdiden sabırsızlandığımı dile getirmek isterim. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilmiş ve içinde üretmenin gücünü barındıran Maker ruhunu, olduğu gibi temsil eden bu ürünler gibi daha nice tasarımların yapılmasını dilerim. Umarım, yurdun dört bir tarafındaki tüm öğrencilerin yararlanabileceği bir ürün olur. Maker çocuklarımızın elinde, nice projelerin ortaya çıkarılması umuduyla..

Tinylab hakkında daha ayrıntılı fikir edinmeniz için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:


2 Aralık 2015 Çarşamba

Kodlama Saati Yaklaşıyor: Her Yaş İçin 20 Kodlama Platformu



Çağımızın yeni yabancı dili olarak adlandırılan programlama, gün geçtikçe eğitimdeki yerini sağlamlaştırıyor. Tüm dünyada programlamanın önemini vurgulayan çalışmalar yapılırken, ülkemizde de bu çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Çünkü programlama becerileri yalnızca öğrencilerimizin bireysel yaşantıları için değil, ülkemizin de geleceği için çok önemli.


Teknoloji alanında en bilinen isimlerden olan Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zuckerberg ve daha birçok ismin en önemli ortak özellikleri, küçük yaşlardan itibaren programlamayı öğrenmiş olmalarıdır. Öğrencilerimizin ve ülkemizin geleceği için, geç olmadan programlama eğitimine başlamamız ve öğrencilerimize erken yaşlardan itibaren programlama becerilerini kazandırmamız gerekir.


Peki programlama becerileri neden bu kadar önemli? Sonuç itibariyle öğrencilerin hepsi yazılım uzmanı olmayacaklar ama her birinin algoritma mantığını bilmesi amaçlanıyor. Çünkü programlama ile uğraşmak; çocukların sistematik düşünme becerisini geliştirir, bağlantı kurabilmelerini sağlar, beklenmedik durumlarda alternatif düşünme becerilerini harekete geçirir. Programlama hem çocuklarımız hem de bizler için bu kadar önemli iken, eğitime entegrasyonunun da en verimli şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Öğrencilerimizin hem eğlenecekleri hem de öğrenecekleri web sitelerinden ve uygulamalardan yararlanarak, programlamaya adım adım giriş yapmalıyız.

Programlamanın önemini en iyi özetleyen cümleler ise Barack Obama'ya ait:




Dünyada programlama için, tabir-i caizse, ciddi bir uyanış söz konusu. Bu kapsamda yapılan çalışmalardan bir tanesi de Kodlama Saati (Hour of Code) uygulaması.


7-13 Aralık tarihlerinde tüm dünyada Kodlama Saati etkinliği gerçekleştirilecek. Kodlama Saati code.org tarafından gerçekleştirilen, hiçbir kar amacı gütmeyen ve "Her öğrenci bilgisayar bilimini öğrenebilme şansına sahip olmalı" sloganına sahip olan bir etkinlik olarak karşımıza çıkıyor. Kodlama Saati etkinliğinde, bilgisayar bilimine bir saatlik bir giriş yapılıyor ve kodlamanın temelleri gösteriliyor. Üstelik Kodlama Saati'nde alternatif olarak kullanılabilecek tüm web siteleri ve uygulamalar, ailelerinde çocukları ile birlikte kullanabileceği araçlardan oluşuyor.


İşte Kodlama Saati etkinliği yaklaşırken hatırlatmakta fayda olan, ücretsiz ve her zaman kullanabileceğiniz 20 kodlama platformları:



1-Scratch:
Seviye: K12
Platform: Website
Dil: Türkçe


2- Scratch JR:
Seviye: K2
Platform: Android, iPad
Dil: Türkçe


3- Kodable:
Seviye: K5
Platform: Windows, Mac, Android, iPad
Dil: Türkçe


4- Daisy The Dinosaur:
Seviye: K3
Platform: iPad, iPhone, iPod Touch
Dil: İngilizce, İspanyolca


5- Code.org:
Seviye: K12
Platform: Website
Dil: Türkçe


6- Kodu Game Lab:
Seviye: K12
Platform: Windows, Xbox 360
Dil: Türkçe


7- Tynker
Seviye: 4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar
Platform: Website
Dil: İngilizce


8- CodeMonkey:
Seviye: 4. Sınıf, Ortaokul ve Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


9- Made w/ Code:
Seviye: 4. Sınıf, Ortaokul ve Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


10- Mozilla Thimble:
Seviye: 4. Sınıf, Ortaokul ve Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


11- Cargo-bot:
Seviye: Ortaokul ve Lise
Platform: iPad
Dil: İngilizce


12- Code Avengers:
Seviye: 6,7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


13- Lightbot:
Seviye: 6,7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


14- Codecademy:
Seviye: 7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


15- Codecademy: Code Hour:
Seviye: 7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: iPad, iPhone, iPod Touch
Dil: İngilizce


16- Codecombat:
Seviye: 7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: Website
Dil: Türkçe


17- GameSalad:
Seviye: 7 ve 8. Sınıf, Lise
Platform: Mac, Windows
Dil: İngilizce
18- CodeHS:
Seviye: Lise
Platform: Website
Dil: İngilizce


19- All Can Code:
Seviye: 3, 4, 5 ve 6. Sınıf
Platform: iPad, Android, Chrome Eklentisi, Website
Dil: Türkçe


20- CodeClub Projects:
Seviye: 3, 4 ve 5. Sınıf
Platform: iPad, Android, Chrome Eklentisi, Website
Dil: Türkçe

17 Kasım 2015 Salı

Eğitimin Eğlenceli Yüzü: OYUNLAŞTIRMA

Brands-Games-and-Gamification.jpg

Gelişen teknoloji oyunları değiştirdiği gibi, eğitimde de değişikliklere yol açtı ve insanoğlu, eğitime oyunları da dahil edebileceğini keşfetti. Böylece eğitim dünyası yeni bir kavramla tanıştı: Oyunlaştırma (Gamification)


Oyunlaştırma; bireylerin davranışlarını değiştirmek, davranışların kalitesini ve üretkenliğini arttırmak, kullanıcı deneyimini arttırmak veya kullanıcının ortama bağlanmasını sağlamak amacıyla oyun mekanizmalarının, aslında  oyun olmayan aktivitelere uygulanmasıdır. Ödül, liderlik tablosu, geri bildirimler ve hiyakeleştirme gibi oyun elementleri aracılığıyla, insan odaklı bir tasarım yaklaşımı uygulanmaktadır. Peki oyunlaştırma dediğimiz kavram ne değildir? Öncelikle oyunlaştırma kesinlikle oyun oynamak ya da her şeyi oyuna çevirmek değildir. Aynı zamanda her oyunun, bir oyunlaştırma olduğunu iddia etmek de mümkün değildir.


Aslında oyunlaştırma yeni bir kavram değil. 2014 yılında Pearson’ın sponsorluğunda hologram teknolojisi ile Eğitim Teknolojileri Zirvesi’ne gelen Albert Einstein’ın başarı formülünde de oyunlaştırmayı görmemiz mümkün. Einstein bizlere başarının formülünü şöyle özetliyorr: “A=X+Y+Z”. Bu formülde A başarıyı temsil ederken, X ise başarıyı elde etmek için çalışmayı, Y ise çalıştığı konuyu oyun gibi görmeyi ve Z ise konuşmak yerine üretmeyi temsil ediyor.


Bu kavram ilk kim tarafından ortaya atıldı diye sorduğumuzda, karşımıza Nick Pelling çıkıyor. Oyunlaştırma ilk kez Nick Pelling tarafından 2002 yılında dile getirilmiş olsa da, popülerleşmesi 2010 yılını bulmuştur. Google Trends ile “gamification” kelimesinin aratılma sıklığına baktığımızda, 2010 yılından itibaren bir artış olduğunu görüyoruz. Ancak aynı şekilde “oyunlaştırma” kelimesi aratıldığında ise Türkiye’de son zamanlarda çok konuşuluyor olmasına rağmen, hala bir popülerlik yakalayamadığını görüyoruz. Oysaki birçoğumuzun akıllı telefonlarında yüklü olan Swarm programı, oyunlaştırmanın en bilinen örneklerinden biri. Her gün cebimizde taşıdığımız ama farkında olmadığımız bu oyunlaştırma uygulaması; oyun olmayan bir yer bildirme etkinliğinin içine etiketler ve rekabet katarak oyunlaştırmaya çevirmiştir.


Aslında çoğumuzun merdivenlerden çıkarken nota sesleri çıkartan, yani dolaylı bir yolla piyano çalan insanların videosunu görmüşüzdür. Funtheory isimli ekip tarafından 2009 yılında Stockholm’de gerçekleştirilen bu uygulama örnek verebileceğimiz bir diğer oyunlaştırma çalışmasıdır.




Peki oyunlaştırmayı derslerimizde nasıl kullanabiliriz? Oyunlaştırma, öğrenciye kazandırılmak istenilen davranışa veya öğretilmek istenen bilgiye, oyun eklemek değildir. Tüm bunları oyun ile bütünleştirip, öğrenmenin kolaylaştırılması ve daha etkili hale getirilmesidir. Aynı zamanda unutulmaması gereken bir diğer ayrıntı da, hiçbir teknoloji kullanılmadan da eğitimde oyunlaştırmadan yararlanmanın mümkün olduğudur.


Bilişsel araştırmacı Daphne Bavelier TED konuşmasında oyunlaştırmayı çikolata ve brokoli örneği ile özetliyor. Oyunlaştırmayı bir denklem olarak gören Bavelier; denklemin  eğitici ve olumlu yanlarını brokoliye, denklemin eğlenceli ve dikkat çeken kısmını ise çikolataya benzetiyor. Ancak bu ikisinin birleşiminin çikolata soslu brokoli olması, bizleri ne kadar memnun eder diye sorduğunda, dinleyicilerden şuan yüzlerinizde beliren tepkileri alıyor. Bu yüzden Bavelier; oyunlaştırmanın, çikolata lezzetinde ama aynı zamanda brokolinin vitaminlerini içeren ve istenilen etkiyi yaratan bir şey olması gerektiğini vurguluyor. Brokoli kadar besleyici ama çikolata gibi leziz. Bu sayede oyunun ardına gizlenmiş öğrenme gerçekleştirilebiliyor. (Merak edenler için video)


Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, eğitim dünyası da birçok yenilikle tanışmıştır. Ancak tahmin ediyorum ki oyunlaştırma araçları kadar öğrencileri eğlendireni daha önce görülmemiştir. Bu cümleme ön yargı ile yaklaşanları, Kahoot! uygulanan bir sınıfı muhakkak ziyaret etmelerini öneririm. Kahoot! öğrencileri, eğlenceli bir şekilde değerlendirme imkanı sunan bir araç olmasıyla bilinmektedir. Öğrenciler kendilerini bir kullanıcı adı atıyorlar ve daha sonra öğretmenlerinin hazırladığı çoktan seçmeli soruları, anketi veya tartışma sorularını cevaplayabiliyorlar. Doğru ve yanlış cevaplarına göre ise bir puanlama tablosu oluşturuluyor.


Yine ClassDojo uygulaması da özellikle sınıf yönetimi açısından etkili bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Öğrenciler davranışlarına göre eksi ve artı olarak puanlanabiliyor ve sınıf hakimiyetinin sağlanması amaçlanıyor. Skinner’ın ödül-ceza yöntemini karşılayan bu araç ile öğrencilerin davranışlarını yönetmek çok kolay, ancak öğretmenler arasında “çılgınca” bir popülerliğe sahip olan bu aracın, pedagojik boyutu incelendiğinde büyük sıkıntılar doğurabileceği ve bu noktaya hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünmekteyim.


Zondle ise oyunların derslere entegre edilmesi ile dersin eğlenceli bir hale gelmesin amaçlanmaktadır. Oyunlarda ilerlemenin sağlanması için, öğrencilerin bilgileri sınanmaktadır. Aynı zamanda bu araç öğretmenlere branşlarına göre arattıkları soruları, seçecekleri oyun temasının içine gömmesine de imkan tanımaktadır. Böylece öğretmenler oyunları istedikleri gibi ve kendi planları dahilinde şekillendirebilmektedirler.
Bu araçlar oyunlaştırma için örnek verebileceğimiz araçların yalnızca birkaç tanesi. Gün geçtikçe değişen teknoloji ile gelişen eğitim teknolojilerine ayak uydurmak, geleceğin öğretmenleri için yerinde bir seçim olacaktır. Müzik değişince dans da değişir. Teknoloji bize yeni imkanlar sundukça, öğretim yöntemlerimizi de değiştirmeliyiz. Öyleyse yazımı John Dewey’in sözü ile bitirmek yerinde olacaktır:
Bugünün çocuklarını, dünün yöntemleri ile eğitirsek, onların yarınlarını çalarız.”

2 Ekim 2015 Cuma

“Chrome” ile Lego İnşa Etme Sanatı

Size dünyamız lego haline geldi, her yere istediğiniz bir yapıyı inşa edebilirsiniz deseydim tepkiniz ne olurdu? Varsayın ki yürüdüğünüz yollar, gezdiğiniz parklar, ayaklarınızı bastığınız her yer, bildiğiniz her göl, ırmak, deniz, okyanus hatta soluduğunuz hava bile size lego yapmanız için açılmış bir alan olsun. Bir dakika durun, varsayın demişim! Artık bu gerçekliği kabul edebilirsiniz. Çünkü bu imkanı Google Chrome artık bizlere sunuyor.

“Build with Chrome” uygulaması ile artık online olarak legolar ile oynayabiliyor, yapılar inşa edebiliyoruz. MineCraft’ın lego versiyonu olarak düşünebileceğimiz bu yapı, çeşitli formlarda ve renklerde lego parçaları içeriyor. Bu parçaları nasıl bir bütün haline getireceğiniz ise tamamıyla size kalmış durumda. İsterseniz sadece bir bina, isterseniz ise kocaman bir parsel tasarlayabilirsiniz. Build with Chrome hakkında bir fikir edinebilmeniz için aşağıdaki videoyu izlemenizi öneririm:



Build with Chrome’un web adresine girdiğiniz de tasarım size karışık gelirse üzülmeyin, çünkü Google bunun için de bir çözüm yolu düşünmüş ve Build with Chrome Akademi’yi kurmuş. Akademi size birden fazla proje sıralıyor. Hepsini yönlendirmeler eşliğinde tamamlamanızı istiyor. Projelerinizi tamamlarken, aynı zamanda Build with Chrome’u nasıl kullanacağınızı da öğreniyorsunuz. Ardından final projesinde tüm bu öğrendiklerinizi ifade edebileceğiniz, tamamıyla kendi tasarımınız olan bir tasarım yapıyorsunuz ve eğitiminizi tamamlıyorsunuz.


Peki Build with Chrome’u eğitimde nasıl kullanabiliriz? Teknoloji gün geçtikçe sınıflarımıza daha çok giriyor. Üstelik artık sınıflarda yerini alan teknoloji, sınıf arkadaşlarına da uyum sağlıyor. Yani sevimli öğrencilerimize :) Çocukların sevdiği bir oyuncak olan legonun online versiyonu sayesinde öğrenciler, dersin nasıl geçtiğini anlamayacaklardır. Kullanımı gayet kolay olan Build with Chrome’u öğrenciler de rahatlıkla kullanacaklar ve kısa sürede uygulamanın özelliklerini keşfedeceklerdir. Ancak bu noktada öğretmenin Build with Chrome Akademi eğitimini kesinlikle tamamlaması ve öğrencilere uygulamayı bu eğitimin ardından tanıtması çok önemli. Arayüzü anlaşılır gibi gözükse de, ayrıntıları da bilmeleri öğretmenlere avantaj sağlayacaktır.

İşte size benim yaptığım küçük bir örnek:


ev.PNG


İtiraf etmek gerekirse, Build with Chrome’u açtığımda ilk yaptığım deneme ile Akademi eğitiminden sonra yaptığım deneme arasında kayda değer bir fark oluştu. Bu yüzden, kesinlikle Akademi eğitimini öğretmenlerin almasını öneririm. Eğitim süresinin kısa olması büyük avantaj sağlarken, eğitimin beklenenin aksine bir miktar zorlayıcı olması Google'ın ve Lego'nun bu işe ne kadar önem verdiğini adeta gözler önüne seriyor.

Öğrencilerin ortaya çıkaracağı ürünler ile dünyanın lego hali, eminim en az öğretmenler kadar, öğrenciler tarafından da çok sevilecek. Build with Chrome’u kullanarak öğrencileriniz ile birlikte geçireceğiniz keyifli dersler ve verimli bir yıl diliyorum.